Dünyanın birçok farklı yerinde karşımıza çıkan ve son zamanlarda sıklıkla kullanılan NEET kavramı, bir yaşam biçimi olmaya başladı. “Ne eğitimde ne istihdamda” (Not in Education, Employment, or Training) anlamına gelen bu kısaltma bir işte çalışmak istemeyen veya eğitim almak istemeyen kişilerin tanıtılmasında kullanılıyor.
Genellikle 16-24 yaşlarındaki gençleri anlatan bu kavram, öncelikle İngiltere’de ortaya çıkmıştır. İşsizlik oranları ile ilgili değerler araştırılırken bulunan bu kavram zamanla farklı terimlerin üretilmesin sebep olmuştur.
Japonların bu konu özelinde kullandığı “Hikikomori”yi örnek olarak verebiliriz.
Hikikomori kavramı “geri çekilme, vazgeçme” anlamına gelen ve Japonya’da yaygın olarak kullanılan bir terim haline gelmiş durumda. Üretilen animelerde ve günlük hayatta da benzeri karakterleri görmek mümkün. O coğrafyalarda da yaşam biçimi haline gelen bu kavram, ailesiyle birlikte yaşayan ve herhangi bir iş veya eğitime devam etmeyen bireyleri sınıflandırıyor. Ayrıca bu bireyler sosyalleşmeye de karşılar.
Ülkemizde de bu tanıma uyan genç sayısı giderek artıyor.
Neet gençlerinin fazlaca görüldüğü bir ülke de bizim ülkemiz olan Türkiye. Ülkemizde bu terim ”ev genci” olarak kendisine yer edinmiş olarak biliniyor. Habitat Derneği tarafından da bu kavram öne sürülmüş. Eğitimi bitmesine rağmen herhangi bir işte çalışmayanlar veya eğitime devam etmeyenler bizim ülkemizde bu şekilde sınıflandırılmış olarak gözüküyor. OECD yani Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü ise yapmış olduğu araştırmalar sonucunda, Türkiye’nin bu konuda kendisini en çok geliştiren ülkeler arasında 2.sırada yer aldığını belirtiyor.
Fakat şunu da unutmamak gerekiyor ki, ülkemizde yer alan bu gençlerin sayısı nüfusu genç olan ülkelerden iki kat daha fazla durumda. Yapılan araştırmalar ve ortaya çıkan sonuçlara da bakıldığında ülkemiz genç nüfusu adına bazı sorunlar olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Başlıca sorun olarak da çalışma ve eğitim alma konularında isteksizlik ve motivasyonsuzluk olabileceği belirtiliyor.
Bu belirtilenler dışında ülkemizde son yıllarda yaşanmakta olan ekonomik sorunlara da değinmeden geçmemek gerekir. Çünkü gençlerimizin NEET olmasına sebep olan ana faktörlerden bir tanesi ekonomide yaşadığımız zorluklar olabilir. Pandemi süreci ve artan enflasyondan önce de artışın devam ettiği bilinse dahi gençler ülkenin geleceği için oldukça önemli bir yere sahiptir.
Oranların genel olarak artması da tabi ki bu durumlardan da kaynaklı. Gençlerin isteğinde olan azalmalar, eğitim veya çalışma alanlarında oluşan isteksizlik yaşanan zor dönemlerden kaynaklı olarak da artış gösteriyor. Bu konular ve yaşadığımız zor günleri de düşünerek atılacak adımları gençlere yönelik atmak ve geleceğin onların ellerinde olacağını hatırlamamız gerekiyor. Çok ciddi boyutlara ulaşmadan bu sorun gerekli önlemler alınarak hızlı bir şekilde çözülebilir ve bu oran azaltılabilir.
Gençlerimiz Neden Bu Durumda Peki? Böyle Olmalarına Neler Sebep Oluyor?
Gençlerin genel olarak bu durumda olmasının sebebi herkesin tahmin edeceği gibi tek bir konuyla ilgili değil. Araştırmalara göre genel olarak bu durum, bir engele sahip olmak, göçmen veya mülteci olmak ve işsizlik oranının artıyor olması olarak gösterilmiş. Bunların yanında aile tutumları, ve kırsal bölgelerde yaşamak da genel olarak gösterilen sebeplerden. Ayrıca genel olarak gençlerin ev ekonomisine bağlı olarak yaşaması, onların çalışma isteklerini düşürüyor ve sosyal hayattan kopmalarına sebep oluyor.
Çalışmalar yapan araştırmacılar ise NEET olarak geçen süre ne kadar artarsa iş hayatına veya eğitim hayatına da tutunmanın bir o kadar zorlaşacağını belirtiyorlar. Bu sürenin olabildiğince az olması ve gençlerin iş hayatına daha hızlı atılabilmesi için de yetkililere birçok iş düşüyor açıkçası. NEET olan gençler için sivil toplum kuruluşları, sosyalleşmeleri adına farklı organizasyonlar düzenleyecek farklı kurumların oluşturulması da faydalı olabilir.
Yapılan araştırmalar neticesinde iş ve istihdam oluşturulmak istenen grubun eğitim seviyesi, gerekli olan büyüme için eğitim modellerimizin sorgulanması gerektiğini de düşündürüyor. Günümüzde yükseköğrenim almış olan gençlerimizin birçoğu bu durumda olduğu için de eğitim kalitesinin sorgulanması gerekli hale geliyor.